İnsanlık tarihinin sıfır noktası: Göbeklitepe

Göbeklitepe Arkeolojik Alanıinsanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olan, son yüzyılın en önemli keşfi. Tarihçilerden arkeologlara, seyahat severlerden turizmcilere geniş bir kitleyi heyecanlandıran Göbeklitepe’nin keşfiyle birlikte insanlık tarihine dair bildiğimiz tüm bilgilerin bir anda çöpe gittiğine tanık olduk.

Beren Saat ve Mehmet Günsür’ün başrollerini paylaştığı, Netflix platformunun 2. Türk yapımı dizisi Atiye’nin de ana konusunu oluşturan Göbeklitepe, son yıllarda dünyanın birçok noktasında adından bahsettiriyor.

Tarihin bilinen en eski ve en büyük tapınağı olan Göbeklitepe, Türkiye’nin güneydoğusunda, Şanlıurfa şehrine 15 km uzaklıkta Örencik Köyü yakınlarında bulunuyor. Dev sütunlardan, üst üste dizilmiş ağır taşlardan oluşan Göbeklitepe, yapılan araştırmalara göre Neolitik Çağ’a ait bir tapınak. İnşa edildiği dönemdeki teknolojinin büyük çaplı bir inşa sürecine uygun olmaması nedeniyle büyük bir gizeme sahip olan Göbeklitepe’de sütunların üzerinde yer alan hayvan figürleri bölgedeki yaşamın kapılarını aralayacak çok sayıda ipucuna sahip.

İnsanların avcı-toplayıcı olarak yaşadığı dönemlerde, henüz yerleşik yaşamın olmamasına rağmen sistemli bir şekilde bir araya gelip toplandığını anlamamızı sağlayan Göbeklitepe’nin keşfiyle birlikte dinlerin ortaya çıkışını insanların yerleşik yaşama geçişine bağlayan teori de çökmüş oldu. Göbeklitepe’nin keşfinden önce dinleri ve dinlere ait ibadethanelerin inşasını yerleşik düzenle açıklayan bilim insanları bu düşüncenin yanlış olduğu kabul etti.

GİZEMİ ÇÖZÜLEMEYEN YAPI

Hala ne amaçla yapıldığı ve kullanıldığı tam olarak açıklanamayan antik yapı Göbeklitepe, birçok gizemin çözülmesini bekleyen çok sayıda soru işaretine sahip. 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren kent, listeye girmesinin ardından dünyanın farklı yerlerinden binlerce ziyaretçiyi ağırladı. 2019 yılının Göbeklitepe Yılı ilan edildiği Türkiye’de Göbeklitepe’nin tanıtımı, çevre düzeni ve alanın ziyarete kolaylaştırması yönünde yapılan çalışmalarla birçok yerli ve yabancı turist alanı ziyaret etme şansı buldu.

Tarihi geçmişinin günümüzden 12 bin yıl önceye uzanan Göbeklitepe’nin MÖ 10 binli yıllarda inşa edildiği düşünülüyor. Malta’da MÖ 3 bin 600’lü yıllardan kalma olduğu belirtilen megalitik tapınaklar, Stonehenge ve Mısır Piramitleri’nden daha yaşlı bir yer olan Göbeklitepe, bu özelliği ile dünyanın en eski tapınağı.

Bilim insanları arasında yaygın kabul edilen görüşe göre antik yapı avcı toplayıcı insanların inanç sistemleri gereğince oluşturdukları bir toplanma ve buluşma noktasına işaret ediyor. Aynı düşünce bu alanın kurban kesmek, adak adamak, takas yapmak gibi amaçlarla kullanıldığını belirtiyor.

Göbeklitepe, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi işbirliği ile bölgede yapılan Güneydoğu Anadolu Araştırma Projesi sırasında keşfedildi. 1995 yılında ilk kazının yapıldığı Göbeklitepe’de araştırma ve kazılar devam ediyor. Günümüze dek 6 tapınağın bulunduğu antik kentte tapınakların biçimleri birbiriyle benzerlik gösteriyor. Tarihi bölgede keşfedilecek çok daha büyük bir alanın olduğu ve tapınak sayısının 20’ye ulaşabileceği jeomanyetik çalışmalarla belirlenmiş durumda.

Dairesel biçimde dizili olan, sayıları 10 ile 12 arasında değişen ‘T’ şeklindeki sütunların çevresi taş duvarlarla örülü. Yapının merkezinde iki büyük dikili taş karşılıklı olarak yerleştirilmiş. Taşların üzerinde insan, hayvan ve soyut varlıkların sembolleri oyma ya da kabartma biçimiyle yerleştirilmiş. Neolitik Çağ’dan kalan en eski resimler olan bu resimlere bakarak dönemin şartları hakkında fikir sahibi olmak mümkün.

Neolitik Çağ’da insanların eşitliği anlayışına dair kabul gören anlayış tapınakların bulunmasıyla birlikte değişti. Tapınakların inşası sırasında işçi sınıfının oluşmuş olması ve insanlar arasında ilk kez kamusal eşitsizliğin ortaya çıktığı düşünülüyor.

Kaynak: A. Buğra Tokmakoğlu 


Yorumlar - Yorum Yaz