Aydoğan Yavaşlı'nın bazı kitapları

 
Aydoğan Yavaşlı'nın bazı kitapları
Arkadaş Hikâyeleri
Arkadaş Hikâyeleri, arkadaşlığın, dostluğun, sıcacık merhabaların, içtenliğin hikâyeleri.. Dostluğun bir yeşil yaprak olduğunu bilenlerin, o yaprağa su verenlerin kısacası bakımını yapabilenlerin hikâyeleri... Aydoğan Yavaşlı, çocuk ve ilkgençlik edebiyatımızın en verimli yazarlarından biri. Bu kuşağı çok iyi tanıyor; hüzünlerine, sevinçlerine, o güzel telaşlarına hiç yabancı değil.
 
Atatürk'ün Yurttaşlık Bilgileri
Gazi Mustafa Kemal, 18 Eylül 1931 tarihli mektubunda Başbakan İsmet İnönü’ye bu kitap için, “…yazılırken ve yazıldıktan sonra bizzat alakadar oldum…” demektedir.

“Atatürk’ün Yurttaşlık Bilgileri”; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş uygarlık düzeyi ile neyi amaçladığını, Ulus, Türk Dili, Ahlak, Ulusal Duygu, Devlet, Devlet Biçimleri, Cumhuriyet gibi kavramları nasıl algıladığını Aydoğan Yavaşlı’nın günümüzün diliyle gençlerimiz için anlattığı yararlı bir çalışma....
 
Ben Hasan Tahsin
"Ben Hasan Tahsin", tarihin yeniden ama nesnelliğine alabildiğine dayanılarak üretildiği bir roman.
Yayınlarımız arasında çıkan "Ben Mustafa Kemal"den sonra ulusal bağımsızlık için işgalci ve sömürücülere ilk kurşunu atan "Ben Hasan Tahsin"i de yazmak, yurdunu ve ulusunu seven, bunu kalemiyle kanıtlayan Aydoğan Yavaşlı için bir zorunluluktu....
 
Ben Mustafa Kemal
BEN MUSTAFA KEMAL'i okudum. Çok heyecanlandım.
Gerçekten de hepimiz birer Atatürk olmalıyız.'
Onur Çalışkan
(Anadolu Lisesi, 7.Sınıf)

'Yaşamöyküsünü kendinden dinlemek gibi bir şey.
Karşılıklı oturup konuşmuşuz sanki. Harika bir kitap!'
Pınar Yıldız
(İlköğretim 5.Sınıf)

'Atatürk'ün başından neler geçmiş, neler!'
Berkay Anar
(İlköğretim 3.Sınıf)

'BEN MUSTAFA KEMAL'i sınıfça okuduk. Yazarı Aydoğan Yavaşlı'yı kutluyoruz. İlginç bir roman yazmış.'
Özlem Doğan
(İlköğretim 4.Sınıf)

'Biz çok şanslı insanlarız. Başka kimin Mustafa Kemal'i var ki. O, çağının ve gelecek çağların en büyük devrimcisi.'
Ekin Vatansever
(İlköğretim 6.Sınıf)

Bazı kitaplar okunduktan sonra kitaplığımızdaki yerini alır.
BEN MUSTAFA KEMAL'i ise dönüp dönüp okuyorum.'
Mustafa Kalecik
(Lise 2.Sınıf Öğrencisi)
 
Ben Öğretmen Kubilay
"Ben Mustafa Kemal"... "Ben Hasan Tahsin"... Şimdi de Cumhuriyet devrimlerinin bekçisi "Ben Öğretmen Kubilay"... Üçünün de ortak özelliği, "dünyayı ele geçirmek isteyen emperyalizme ve her türden gericiliğe" karşı savaşmaları... Yurt ve ulus sevgileri... Dünya'da ve Türkiye'de birçok şeyin yeniden şekillendirilmek istendiği, emperyalizmin "küreselleşme" söylemleriyle Dünyanın her yerini yeniden paylaşmaya başladığı, çıkarları için hak hukuk tanımadığı böyle bir zamanda, yurdunun bağımsızlığı ve ulusunun onuru, namusu için savaşan kahramanların yaşam öyküleri daha büyük önem taşıyor. Aydoğan Yavaşlı, ulusal kültür savaşını kendi cephesinden sürdüren, edebiyatımızın en verimli yazarlarından biridir. Bir roman yapısı içinde kaleme aldığı bu kitabı da diğerleri gibi çok okunacak, hakkında çok konuşulacak, çok yazılacaktır....
 
Bir Küçük Deniz (El Yazısı)
Bir Küçük Deniz, okuma ve yazmayı henüz sökmüş Deniz'in ailesi ve okul çevresiyle yaşadıklarını konu edinen beş kitaplık bir seridir. Yaşadıklarından bir şeyler öğrenen Deniz, öğrendiklerini kendi hayatına da uyguluyor. Böylece hayatını daha yaşanılır, daha renkli ve anlamlı kılıyor.
Bulut Yayınları, yaşadıklarına anlam katma uğraşındaki çocuklarımıza Bir Küçük Deniz'i kazandırmakla gelecek kuşakların aydınlığına ortak olmak istiyor.
Bütün çabamız, bu!  (Tanıtım Bülteninden)
 
Bir Sokağın Hikayesi
Kentlerden bir kent... O kentin onlarca semtlerinden biri... Orda bir sokak... Yan yana evler, dükkanlar ve birbirine karışan sesler...'13»Ercan böylesi bir sokakta yaşıyor; ailesiyle, komşularıyla, okul çevresiyle... Onun çocukça gözlemlerine masum ilişki...
 
Bir Yürekte Bin Özlem
Bu kitap, küçücük yüreğinde çok büyük özlemler yaşatan bir çocuğun romanıdır. 1955 Manisa doğumlu Aydoğan Yavaşlı, çocuk ve ilk gençlik romanlarında ustalaşmış bir yazar olarak roman kahramanı Alper'in kişiliğinde hepimizin özlemlerini yaşatıyor; yurt, a...
 
Deniz Hasta Oldu (Düz Yazı)
Bir Küçük Deniz, okuma ve yazmayı henüz sökmüş Deniz'in ailesi ve okul çevresiyle yaşadıklarını konu edinen beş kitaplık bir seridir. Yaşadıklarından bir şeyler öğrenen Deniz, öğrendiklerini kendi hayatına da uyguluyor. Böylece hayatını daha yaşanılır, daha renkli ve anlamlı kılıyor.
Bulut Yayınları, yaşadıklarına anlam katma uğraşındaki çocuklarımıza Bir Küçük Deniz'i kazandırmakla gelecek kuşakların aydınlığına ortak olmak istiyor.
Bütün çabamız, bu! (Tanıtım Bülteninden)
 
Deniz Piknikte (Düz Yazı)
Bir Küçük Deniz, okuma ve yazmayı henüz sökmüş Deniz'in ailesi ve okul çevresiyle yaşadıklarını konu edinen beş kitaplık bir seridir. Yaşadıklarından bir şeyler öğrenen Deniz, öğrendiklerini kendi hayatına da uyguluyor. Böylece hayatını daha yaşanılır, daha renkli ve anlamlı kılıyor.
Bulut Yayınları, yaşadıklarına anlam katma uğraşındaki çocuklarımıza Bir Küçük Deniz'i kazandırmakla gelecek kuşakların aydınlığına ortak olmak istiyor.
Bütün çabamız, bu!  (Tanıtım Bülteninden)
 
Deniz'in Köpeği Linda (El Yazısı)
Bir Küçük Deniz, okuma ve yazmayı henüz sökmüş Deniz'in ailesi ve okul çevresiyle yaşadıklarını konu edinen beş kitaplık bir seridir. Yaşadıklarından bir şeyler öğrenen Deniz, öğrendiklerini kendi hayatına da uyguluyor. Böylece hayatını daha yaşanılır, daha renkli ve anlamlı kılıyor.
Bulut Yayınları, yaşadıklarına anlam katma uğraşındaki çocuklarımıza Bir Küçük Deniz'i kazandırmakla gelecek kuşakların aydınlığına ortak olmak istiyor.
Bütün çabamız, bu!  (Tanıtım Bülteninden)
 
Ercan ile Dodo Serüvenden Serüvene
Dodo bu kez Ercan'ı Tarzan'la, Robin Hood'la, Kaptan Spock'la tanıştırır. '13»Çöl sıcağında yanan bir Amerikan kasabasında kötülerle mücadele eder. Ercan kasabanın Şerifi'nin yardımcısıdır artık.'13»Bu kitap size macera dolu, bir solukta okuyacağınız gizem dolu günler sunuyor....
 
Ercan İle Dodo'nun Serüvenleri
Her şey Ercan'a babasının bir bilgisayar almasıyla başlar. «13»Gizemli güçlere sahip Bilgisayar'ın adı Dodo'dur. Ercan ile Dodo dizinin ilk serüveninde zaman ötesine yolculuk yaparlar. Dodo Ercan'ı 1920'li yıllara, Kurtuluş Savaşı zamanına götürür. Ercan, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızda düşmana karşı Mehmetçiklerimizle aynı saflarda savaşır. Kağnılarla cepheye mermi taşır. Gizem dolu bir yolculuk. Macera yüklü, bir solukta okuyacağınız eşsiz bir öykü kitabı.
 
Eşekler Karaborsa
"İroni, belirtisini tanıyabilen toplumlarda dilin zaferi haline gelebilir."
Aydoğan Yavaşlı, yazdığı türü önemseyen, önemsediğini üslubuyla, titizliğiyle, "dil tadı"yla kanıtlayan bir yazar. Yayınlarımız arasında çıkan diğer kitapları, bu iddianın en somut kanıtlarıdır. Bu kitapta yer alan hikayelerde hemen her okurun hemen farkına varacağı, şudur:
İroni, bir dil şöleni haline getirildiğinde gerçekten etkili oluyor. İnsanı hayatın sunulan değil, gerçek yüzüyle karşı karşıya getiriyor....
 
Gece Defteri
Canan, lisenin son sınıfına devam eden genç bir kız. Adını "Gece Defteri"^koyduğu bir deftere yaşadıklarını, ailesini, okul ve arkadaş çevresini, bunlarla ilişkilerini yazıyor. Kendini zaman zaman çok yalnız hissetse de yaşama olan inancı onu daima güçlü kılıyor. Gece Defteri, bildiğiniz türden bir ilkgençlik romanı değil.
Şimdi karşınızda dolu dolu, taşan bir yaşam örneği var. Canan'ın insani serüveni hüzünlerle, sevinçlerle öyle sarmaş dolaş ki, herkes kendinden bir şeyler bulabilir. Bu yüzden işte, okuyun Canan'ın serüvenini... O, belki biraz siz, belki bir yakınınız, belki bir dostunuz...
 
Işık Hızıyla Mars'a Yolculuk
Deniz ile Cansu sınıf arkadaşıdır ve aynı sokakta oturmaktadırlar. bir gün sokağa Bilim bey adında bir uzay araştırmacısı taşınır. Cansu ile Deniz'in merakları, onları Mars'a yolcu etmeye yetecektir. Bilim beyin asistanı olarak Mars'a yaptıkları yolculuk soncunda evrenin birçok gizini de çözme fırsatını yakalarlar. Fakat bu gizleri çözmenin bir bedeli vardır: Heyecan!...
 
Kırık Melek Heykelleri
Kırk yedi yaşında yirmi yedi kitaba imza attığını vurgulayan öyküleştiriyor. Kişi, başkalarının yaşamını yazarken alabildiğine özgür hisseder kendini; ama sıra kendi yaşamını yazmaya gelince, kalemini özgürce kullanmaktan kaçınabilir. Yazar, kendi yaşamını yazarken de içtenlikten uzaklaşmamalıdır. Ne kadar içtenseniz o kadar inandırıcı olursunuz. Aydoğan Yavaşlı bu yazma kuralını bildiği için, kendi öyküsünü de tüm içtenliğiyle kaleme almış. Onun anlattıklarını severek okuyacağınıza inanıyor ve mutlaka okunmasını öneriyoruz. Çünkü, okur olarak bir yazarın yaşamına tanıklık etmek de azımsanmayacak bir ayrıcalıktır....
 
Kolej Günlüğü
Aydasu Doğan hayatın eşiğinde kolejli bir genç kız. Yaşadıkları, onu hayatla çok çabuk yüzleştiriyor. Bir yanda kendisiyle boğuşuyor. Öte yanda çevresini saran sorunlarla boğuşuyor.
Aydoğan Yavaşlı, günlük tarzında yazının kendini kanıtlamış bir yazarı... Bu bakımdan Kolej Günlüğü dil tadının, üslup ve kurgu ustalığının doruklarında bir kitap.
 
Linda
Linda, bildiğiniz, sıradan bir köpek değil.. Ailesi, kemikleri ve düşleri var. Bir kamera titizliğinde tarıyor çevreyi. Yaşadıklarından bir anlam çıkarıyor. Ona en anlamlı gelen ise, sevgi... Ne yapıyorsa sevgiye, sevginin sıcaklığına ulaşmak için yapıyor.
Ailesine sımsıkı bağlı. Onları gayet iyi anlıyor. Ancak sevgilerin en güzelini bulunca, yüzünü o yana çevirmekten de alıkoymuyor kendini....
 
Maceralar Beklenmez
Hayat müthiş bir macera, müthiş bir icattır. Yazlıklarında can sıkıntısından patlayacak duruma gelen kahramanlarımız Alper, Ece ve Mert'e denizin ortasındaki gizemli ada öyle bir macera sunuyor ki, buracıkta anlatacak gibi değil. Tıpkı hayat gibi...
Aydoğan Yavaşlı, artık çocuk ve ilkgençlik edebiyatında kendini kanıtlamış, adından sıklıkla söz ettiren bir yazar. Okurlarının nasıl bir hayat istediğini ve hangi maceraları sevdiğini, neleri yaşamaktan tat aldığını çok iyi biliyor. Ama onun bir başka özelliği de, akışkan dili ve insanı bir anda sarıp sarmalayan üslubu...
 
Ne Alâka - Mizah Hikayeleri
Ne Alaka, A. Yavaşlı' nın üçüncü mizah kitabı. Yavaşlı, şekere buladığı mermileri gene hayatın gülünesi, bir anlamda da düşünülesi yanlarına gönderiyor. Bu, kimi zaman bir sanatçının yaşadığı trajikomik öykü oluyor, kimi zaman da sıradan insanların gündelik kaygılarının, sevinçlerinin pek açığa çıkmayan dili... Umberto Eco'nun "ironi, belirtisini taşıyabilen bir toplumda dilin zaferi haline gelebilir" özdeyişine uyan Yavaşlı, mizahı dil, kurgu, mesaj şölenine dönüştürmeyi -doğrusu başarıyor. Ne Alaka, şiddetin bir dil haline getirilmek istendiği ülkemizde, ülkemiz insanına zekice bir gülücük çiçeği sunuyor. Bu çaba, olsa olsa kutlanır! (Arka Kapak)
 
Sevgi Hikayeleri
"Sevgi Hikayeleri", en yalın haliyle sevginin, sevgilerin kitabı…
Kim ki insanları, kentini, yurdunu ve dünyayı sever, sevginin bu geniş evreninde onun da yeri vardır. Çocukların yüreklerine en çok yaraşan duygunun adıdır sevgi. Onları büyüten, sevgidir, sevginin zengin evrenidir.
Çocuk ve ilkgençlik edebiyatımızın en verimli kalemlerinden biri olan Aydoğan Yavaşlı, kısa fakat insanı yüreğinden yakalayan vurucu hikayeleriyle gene okurlarını sevindirecek.
Bulut Yayınları olarak bize düşen, bu güzel sevinçleri ilköğretim çağındaki okurlara iletmekti. "Sevgi Hikayeleri"yle bunu yaptığımıza inanıyoruz....
 
Sıkıyönetim İneği
Sert bakışlı, keskin gözlemci, kaleminden kan damlayan bir güldürü yazarı: Aydoğan Yavaşlı. Doğrusunu söylemek gerekirse, yaptığı 'mizah' kimselerin 'mizahı'ına benzemiyor. Üslubu da öyle. Kelimeleri seçerken gösterdiği titizliğe siz de tanık olacaksınız.
Yavaşlı'da sıradan kelimeler, birden yapısal değişikliğe uğrayarak güldürünün o eşsiz büyüsüne giriyor, başka anlamlar kazanıyorlar. Yavaşlı'nın bir başka özelliği de sanatımızın her türünü ve her türün sanatçısını kimi zaman 'topa tutup' kimi zaman da 'ti'ye alarak güldürü sahnesine çıkarması ve sergilemesi....
 
Sitedeki Labirent
Çocuklara öykü anlatmanın ustalığını elinde tutan Aydoğan Yavaşlı, bu yeni yapıtında da aynı beceriyi sürdürüyor. Kahramanı içimizden biri: Bir sitede yaşıyor, annesi çalıştığı için evde yalnız. Neyse ki, sevimli bir köpeği var. Ama onun da dili yok, konuşmuyor; yalnızca kuyruk sallıyor ve havlıyor. Kahramanımızınsa can sıkıntıdan kurtulması gerekiyor. İşte bu sırada, sitenin bir gizini keşfediyor: Labirenti... Hemen ekibini kuruyor ve... Heyecan dolu serüven başlıyor!
"Sitedeki Labirent" belki de sizi anlatıyor; okuyun, kendiniz karar verin....
 
Talan Yorgunları
"Son yıllarda tantıştığımız öykücüleirn biçim arayışlarıyla dolu, gitgide uzayan cümlelerle kurulu, kapalı anlatımlardan epeyce farklı bir anlatım diline sahip Talan Yorgunları." "...yapıtın dili, kolay okunan, okuyucuyu zorlamayan, zahmete sokmayan bir özelliğe sahip. Ancak bu anlatımın kimi zaman popüler kültür diline çokça yakınlaşmış biçimi, bir edebiyatsever olarak alabileceğimiz tatları tehlikeye düşürüyor. Talan Yorgunları'nın bu nedenle çok ince bir çizgide dengede durmaya çalışıyormuş gibi." Özellikle mi seçilmiş bilemdiyoruz ama toplumsal bir çeşitlemeyi korumak ister gibi her kesimden insanın öyküsü var Talan Yorgunları'nda. Gündelik yaşamlar, paylaşılan sırlar, yükselen değerlerin önlenemez egemenliği, umutsuz aşklar, masum çocuklar oyunları Yavaşlı'nın okuyucuya tuttuğu çok renkli bir ayna gibi bir bir ve yeniden yansıyor. Şaşırmadığınız, kendinizden ya da yakın çevrenizden bildiğiniz görüntüler. Her gün içinde kayığ gittiğimiz insan seli içinde birbirimize değdiğimiz ölçüde ortaklaşa bildiğimiz anlar, olaylar ve onların yansmaları. Kısacası yaşam yorgunu insanların öyküleriyle oluşmuş bir dünya." 
-Füsun Öztürk Baysan- İnkılap kitabevi, sizi üretken bir yazarla tanıştırmak için "iyi bir fırsat" yaratıyor, Talan Yorgunları'nın ikinci basımını gururla yayımlıyor. "Aydoğan Yavaşlı'nın tuttuğu çok renkli aynada biz de var mıyız?" diye merak edenler için... (Arka Kapak)
 
Tatil Günlüğü
"Tatil, insanın hiçbir işe yaramadan boş boş oturması, denize girip serinlemesi ya da bilinçsizce gezip tozması demek değildir. Kafası ve yüreğiyle yaşayanlar için tatil, yeni şeyler yaşamak, bilgi ve görgüyü arttırmak, kültürel besinden payına düşeni al...
 
Tatiller Çabuk Biter
Yoğun geçen bir öğretim yılından sonra, tatile çıkan bir ailenin romanı. Çocukları Alper ve Doğu tatil süresince maceradan maceraya koşarlar. Yakın arkadaşları Senem ile birlikte bir tarihi eser kaçakçılığını ortaya çıkarırlar.Heyecanın doruklarda gezdiği, soluk soluğa okuyacağınız bir kitap.
 
Yazlar Da Geçer
Son romanı Yazlar Da Geçer eserinde Çaldağı mücadelesi de konu ediliyor.
Sevginin ancak emek verilerek yaratılıp yaşatabileceği ve istenilirse her koşulda sürdürebileceği anlatılan kitabın sonunda, romanın kahramanı Gözde, İstanbul’dan tekrar Turgutlu’ya dönme kararı veren Kerim’e şöyle diyor: "Hani şu Çal Dağı var ya, yabancılara verilen… Çal Dağı’nın sülüklere peşkeş çekilmesine karşı durmanı istiyorum. Sana yakışan budur bence. Bunu yaparsan, dostluğumuz sürüyor demektir. O güzel topraklara sahip çıkmalısın. Çıkanların yanında olmalısın. Öyle yapacağını da biliyorum. Çünkü bütün bunları bana zaten sen öğretmiştin. Sana teşekkür ederim, bana verdiklerin, öğrettiğin her şey için..."