![]()
Amazonlar hakkında mitolojik hikayeler
![]() |
Savaşçı Prensesler
Tıpkı Ares gibi, Amazon kadınları da savaşı kutsal sayarlardı. Savaş, en büyük tutkuları ve yetenekleriydi. Kabilelerinin babası saydıkları Ares ile onun kadın gücünü simgeleyen ve erkeklerden uzak duran üvey kız kardeşi bakire tanrıça Artemis’e taparlardı. Herakles, Bellerophontes ve Theseus gibi birçok Yunan kahramanı, mitlerde Amazonlarla birlikte yer alır. Amazon kadınları Truva Savaşı’nda da rol oynar. Truvalıların yanında savaşmışlar ve kraliçeleri Penthesileia ise Akhilleus tarafindan öldürülmüştür..jpg)
Kraliçe Myrina’nın Fetihleri
Diodorus Siculus’a göre Kraliçe Myrina, adı tüm Yunanistan ve Mısır’a yayılmış bir Amazon’du. Otuz bin piyade, üç bin süvariden oluşan ordusu ve acımasız taktikleriyle şehirler topraklarını Myrina ve Amazonlarına çatışmadan teslim ederlerdi. Efsanevi Atlantis adasına giden Myrina, Cyrenê şehrini yok edecekti. Bu acımasız fetihten sonra Atlantislilerle barış yapan Myrina, Atlantis’e yardım etmeye ve onu komşu Gorgonlardan kurtarmaya çalışacaktı. Diodorus’un Gorgonların, ünlü Gorgon Medusa gibi ölümlüleri taşa çevirebilen, başlarında yılanlar olan canavarlar olduğu fikrini reddetmesi dikkat çekicidir. Bunun yerine, Gorgonların savaşçı kadın kabilelerinden oluşan bir ulus olduğu görüşünü savunmuştur.
Hikayeler Myrina’nın tüm Gorgon’ları yok etmesi ve görevini başaramaması arasında bölünmüştür. Sonunda Myrina ordusunu Mısır’a doğru yönlendirir ve Mısır tanrı-firavunu Horus ile arkadaş olur. Onların ortaklığı Bedevilerin, Suriyelilerin ve Batı Asya’nın yenilgisine yol açacaktır. Tüm fetihlerine rağmen, Myrina savaşta Trakyalılar ve İskitlerin elinde ölecekti.
Amazon Kraliçesi Otrere
Otrere, Amazonların kraliçesiydi. Ares’in kızı Penthesilea’yı doğurdu. Penthesilea daha sonra Amazonların kraliçesi olarak annesinin yerini aldı. Truva Savaşı sırasında Penthesileiea, Akhilleus tarafından öldürüldü. Akhilleus, ölen kraliçenin zırhını çıkardığında, onun güzelliğine aşık oldu ve kaybından ötürü büyük bir üzüntü duydu.
Herkül (Heracles) ve Hippolyta
Zafer arayışında yenilmiş bir Amazon'u içeren ünlü bir efsane Herkül ve Hippolyta'nın hikayesidir. Herkül'e dokuzuncu görev olarak Amazon kraliçesi Hippolyta'nın kuşağını alması söylenir. Kuşak, Hippolyta'ya babası Ares tarafından hediye edilmişti ve Eurystheus'un kızı Admete tarafından gıptayla bakılmıştı. Herkül, Amazon kraliçesinin yaşadığı Themiscyra'ya gitti ve Amazonlarla kanlı bir savaş vererek kuşağını aldı. Amazon kraliçesini yenen Herkül görevini kahramanca görülen bir zafer ve eylemle tamamladı.
Theseus ve Hippolyta
Bir başka Yunan kahramanı ve bir Amazon efsanesi Theseus ve Hippolyta'nın (bazen Antiope olarak tanımlanır) efsanesidir. Theseus, efsanevi bir kral ve Atina'nın kurucusuydu. Herkül gibi o da Minotor'u yenerek itibarını kazanmak gibi çeşitli sınavlardan geçti. Hippolyta'nın Theseus'un karısı olmasına yol açan olayları çevreleyen birçok efsane ve farklı versiyon vardır. Genel anlatıma göre Theseus, Amazonlara karşı savaşın ganimeti olarak Hippolyta'ya Herkül tarafından verildi veya kaçırıldı. Başka bir versiyonda Theseus'la yeni şehrinde buluşmak için Amazon savaşçı kadınlarını gönüllü terk ettiği belirtilir. Her iki durumda da Hippolyta Atina'ya varır ve Theseus'un karısı olur.
Ölümüne gelince, Theseus'un başka biri tarafından kazara mı öldürüldüğüne dair tartışmalı kaynaklar var. Bazı anlatımlarda ise Amazon kraliçesi Penthesilea tarafından kaza ile öldürüldüğü anlatılır. Hippolyta'nın ölümünden sonra Theseus, Phaedra ile evlendi. ![]()
Theseus ve Antiope
Hippolyta’nın öldürülmesinin ardından bir başka tartışmalı hikâye yaşanır. Hippolyta ve Penthesilea’nın kız kardeşi Amazon Kraliçesi Antiope’nin kaçırılması… Bu olayın üç önemli versiyonu vardır.
İlk hikâyeye göre Antiope, Theseus’a aşık olduğu için Hippolyta’nın öldürülmesinden sonra Herakles’in gemisine gönüllü olarak binmiştir. Antiope ve Theseus Atina’da evlenir ve hatta birlikte bir çocuk sahibi olurlar. Ancak Amazonlar, kaçırıldığını düşündükleri kraliçelerini kurtarmak ve Kraliçe Hippolyta’nın kuşağını geri almak için Atina’ya saldırırlar. Çok sevdiği kız kardeşleriyle karşı karşıya gelen Antiope, şehri korumak için Theseus ve Atina ordusunun yanında yer alacaktır.
İkinci hikâyede, Antiope gerçekten de isteği dışında kaçırılmıştır. Amazon kadınlarının gelişi üzerine Antiope’nin kız kardeşlerinin yanında yer alır. Bu yüzden, Theseus’un elinden kurtulmak için Atina’ya saldırdığı düşünülür.
Son önemli hikâye ise Antiope’nin Theseus’a aşık olduğunu ancak Amazon kadınlarının gelişi üzerine onun yanında yer almadığını öne sürer. Bu versiyonda, Antiope, Theseus için Amazon arkadaşlarını isteyerek terk etmiştir. Ancak Theseus, Girit Prensesi Phaedra ile evlenmek için onu terk etmiştir. Öfkelenen Antiope, Theseus ve yeni sevgili eşi Phaedra’nın düğünündeki tüm konukları öldürmeyi planlar. Antiope’nin haklı öfkesini dindirmek için Theseus, Herakles ve Atina ordusunun yardımına ihtiyaç duyar. Amazonlarla ilgili hikâyelerde alışılageldiği üzere, Antiope her üç varyasyonda da kendi sonuyla karşılaşır.
Thalestris ve Büyük İskender
Savaş ve fetihle tanımlanan bir dünyada, yalnızca en güçlü ve en kurnaz olanlar başarılı olabilirdi. Antik dünyanın sıkıntılarını bilen Kraliçe Thalestris, böyle bir dünyada görece kolaylıkla hüküm sürebilecek bir çocuk soyu yetiştirmek istiyordu. Bir Amazon kraliçesi için bilinen dünyanın çoğunu fetheden Büyük İskender’den daha uygun kim olabilirdi? Efsaneye göre Kraliçe Thalestris, İskender’i 300 Amazon savaşçısıyla karşılamıştır. Onun kadar büyük bir savaşçının babası olmasını ummuştu.
Bununla birlikte, çoğu efsanede olduğu gibi, işin içinde çok fazla spekülasyon vardır. Hem eski hem de modern akademik topluluk bu hikayenin gerçekten yaşandığını reddetmektedir. Yine de, bir İskit kralının kızını İskender’e eş olarak teklif ettiğine dair kanıtlar vardır.

Akhilleus ve Penthesilea
Bir Amazon savaşçısı daha MÖ 8. yüzyıldan bir başka kahraman hikayesinde yer alır: Akhilleus (Aşil) ve Penthesilea. Miletoslu Arctinus'a atfedilen bu epik şiirin adı Aethiopis'tir. Bu kaynaklara göre Penthesilea, Trakya'dan bir Amazon'du. O ve diğer on iki Amazon kadını, Truva Savaşı sırasında Truvalıların yardımına geldi.
Savaş baltasının mucidi olduğu rivayet edilen Penthesilea, silah kullanmada çok yetenekliydi ama aynı zamanda bilgili ve çok güzeldi. Bir gün ava çıkar ama yanlışlıkla kardeşi Hippolyta’yı öldürür. Bu olay Penthesilea'yı derinden etkiler ve ölmek ister, ama bir Amazon savaşçısı olduğu için sadece savaş sırasında onurlu bir şekilde ölebilirdi.
Penthesilea ve Akhilleus Truva Savaşın'da: Truva Savaşından bir sahnede Amazon Penthesilea ve Yunan kahramanı Aşil'i, MS 3. yüzyıl Roma'sından bir ayrıntıyı gösteriyor. Aşil'in, onu mızrağıyla öldürdüğü anda Amazon'a aşık olduğu söylendi. (Vatikan Müzeleri, Roma)Amazonlar, Truva Savaşı sırasında en azından başlangıçta, tarafsız kalsalar da, Akhilleus Truva prensi Hektor’u öldürünce Truvalıların safında yer alırlar. Akhilleus'in Hektor’u öldürmesinden sonra cesedini onursuz bir şekilde arabasının arkasından sürüklemesi Penthesilea için kabul edilemezdi. Penthesilea, Hektor’un ölümünün intikamını mutlaka almalı ve büyük bir savaşçı olarak savaş meydanında kahramanca can vermeliydi.
Savaş alanında, kadınlar şiddetli savaşçılar olarak öne çıktılar ve Penthesilea da Akhilleus'a meydan okudu. Akhilleus, bir Amazon'u öldürmeyi başardı, ama onu ölümcül şekilde yaraladığı anda, Penthesilea’ya aşık oldu. Penthesilea'ya dövüş sırasında yere düşerken Akhilleus onu gafil avlamış ve mızrakla vurarak onu mağlup etmiştir. Akhillrus, ''benimle kahramanca dövüşen bu savaşçı kimdir?'' diye merak edip miğferini çıkardığında bunun çok güzel bir kadın olduğunu görür ve o anda güzelliği karşısında bu savaşçı kadına aşık olur ve çok üzülür. İşte bu an, Truva Savaşı'ndaki en dramatik anlardan biridir ve çünkü artık çok geçtir...
Antik Romalı şair Vergil, Penthesilea hakkında şunları yazmıştı: "Açıktaki göğsünün altına taktığı altın kemeriyle acımasız Penthesilea, hilal şeklindeki ışık siperleriyle Amazonlardan oluşan savaş safına liderlik ediyor…ve bir kadın savaşçı olup erkeklerle savaşmaya cesaret eden bir bakiredir..”
İlyada destanında Penthesilea’nın hikayesine yer verilmez. İlyada, Amazonların Hektor'un ölümünün intikamını almaya gelmesinden önce onun cenaze töreniyle son bulur. Penthesilea’nın hikayesi kayıp destan Aethiopis’de anlatılır. Penthesilea, çömlekçiler ve vazo ressamları için popüler bir konu haline geldi ve hikayesi antik çağ boyunca sayısız kez yeniden anlatıldı.
Tıklayınız: Amazon Kraliçesi Penthesilea ve Akhilleus hikâyesi


.jpg)


.jpg)
.jpg)








