Bir aşk ve bir şehrin hikâyesi

  Bir aşk ve bir şehrin hikâyesi

Aslolan “aşk”tır! 
Herşeyin temeli, ruhun da erdemi. Doğadaki yaşamın, hayatın özüdür “aşk”!
Kimine göre tanrısal, kimine göre doğaya ait ya da salt sevgiliye beslenen duygu.

Ama hiç tartışmasız, evrendeki en güçlü duygudur “aşk”. 
Kimilerine göre ise, dinden bile daha büyük...
 

“Aşk”
ile, bir “aşk hikayesi”nin mutlu sonla bitmesiyle
Turgutlu’nun kuruluş hikayesi başladı...
Tüm diğer benzer hikayelerde de olduğu gibi...
Doğadaki herşeyin başlangıcı gibi...
Keşke, sonlar da başlangıç gibi hep mutlu bitse!
“Aşk”la başlayan yine “aşk”la sonuçlansa!...

Evet, aslolan “aşk”tır. 
Herşeyin temelidir
“aşk”
Doğadaki yaşamın, hayatın asıl özüdür...
“Aşk”la başladı bir şehrin kuruluş öyküsü...

 

O zaman şimdi gelin, tarihte bir yerleşimin kurulmasına neden olacak kadar büyük bir anlam taşıyan bir "büyük aşk"ın hikayesini inceleyelim...

Bir aşk hikâyesi

Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Söğüt kasabasına yerleştirilen Kayı Aşiretinin başindaki Ertuğrul Gazinin 3 oğlu vardır: Sarıbatı, Gündüz ve Osman Bey. Bunlardan Osman Bey, en zeki ve çaliskan olanıdır, ayrıca yöneticilik niteliği taşiyan bir yeteneğe sahiptir. Bu yüzden de babası Ertuğrul Gazi’den sonra da Kayı Aşireti’nin başina Osman Bey geçer. İleride Osmanlı Devletinin kurucusu olacak ve bir aşiretten cihangirane bir devlet yaratılmasının da ilk temellerini atacak olan Osman Bey, sofrasını devamlı herkese açık tutar. (Öldüğü zaman ise, terekesi bir kaç at ve bir iki yüz koyundan ibarettir. Altın ve gümüş gibi değerli eşyası çikmaz) 

Osman Bey’in iki karısı vardır. Bunlardan biri; Ömer Bey’in kızı Bala Hatun (Şehzade Alaaddin’in annesi), diğeri de Şeyh Edebali'nin kızı Mal Hatun’dur. (Mal Hatun’dan da kendisinden sonra beyliğinin başina geçecek olan Orhan adında bir oğlu olmuştur.)

 

Osman Bey’in bir başka özelligi de; “bilgi”ye çok değer vermesiydi. Ve bu da onu sonunda “aşk” ile de tanıştırdı... Osman Bey, kıvrak zekası, atak ve girişken kişiliği ile “lider” kimliği taşiyan bir karakterdeydi. Daha delikanlılık çaginda kardeşleri arasında bu yönüyle sivrilerek, Ertuğrul Gaziden sonra Kayı Aşireti'nin başina geçecek “halef” olarak görülmeye başlanmış, herkesin gönlünde böyle bir yer edinmişti. 

Devamı için tıklayınız:   Bir aşk ve bir şehrin hikâyesi