Bir aşk ve bir şehrin hikâyesi - 2

Bir aşk hikâyesi
 

Ünü tüm Anadolu’ya yayılan Adanalı ünlü bilgin ve filozof Şeyh Edebali, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başındaki Sultan Alaaddin Keykubat döneminde İtburnu kasabasını mesken edinerek, burada kurmuş olduğu bir tekkede eğitim veriyordu. Ünlü bilgin, burada özellikle de yöneticilik kuralları ve yasaları ögretmekteydi.

Kayı
Aşireti
mensuplarının gönlünde gelecekte aşiretinin başina geçecek kişi olarak yer edindiğinin bilincinde olan Osman Bey de, Şeyh Edebalinin ününü duymuştu. Bir süre sonra ünlü bilginin verdiği bu dersleri izleyenler arasında Osman Bey de yer almaya başladı. Kendisini gelecekteki aşiret lideri olarak hazırlamaya başlayan Osman Bey, Şeyh Edebalinin ögretilerinden yararlanmaya büyük özen gösterdi. Bu nedenle de bir süre sonra ünlü bilginin en sadık ögrencisi ve tekkesi ile evini en sık ziyaret eden kişi de oldu.

 

Bu sık ziyaretlerinden birinde de, ünlü bilginin güzeller güzeli kızı Mal Hatun ile karşilaştı ve bu genç kızı görür görmez de gönlünü kaptırdı... Girişken bir kişiliği olan Osman Bey, kısa zaman içinde, aşik olduğu Mal Hatun  için beslediği duygularını açarak, Şeyh Edebali'den kızı ile evlenmek istediğini belirtti ve bu konuda iznini istedi. Ama aldığı cevap olumsuz oldu.

Şeyh Edebali , Osman Bey’in iyi bir damat olabileceğinden emindi. Ama açıkçası, çok sevdiği kızı Mal Hatun’un mutluluğu konusunda ise biraz da kaygılanıyordu. Bunun nedeni de; Osman Bey’in sıradan bir damat adayı olmamasıydı. Şeyh Edebaliyi en çok kaygılandıran, Kayı Aşiretinin gelecekte başina geçecek olan Osman Bey’in gözüpekliği ve ataklığı ile yaptığı ündü. Osman Bey’in gelecekte yükleneceği büyük sorumluluklar dolayısıyla kızını ihmal ederek mutsuzluğuna neden olabileceği kuşkusu ve kaygısını taşiyan ünlü bilginin Osman Beye yanıtı bu yüzden olumsuz oldu ve kızı ile evlenme izni vermedi. Ama...

Mal Hatun, gerçekten de güzeller güzeli bir genç kızdı. Büyük bir filozof ve bilgin olan babası Şeyh Edebali’nin tüm Anadolu’ya yayılan ünü kadar, Mal Hatun’un da güzelliği dillere destan olmuştu. Hatta bu ün Bizanslılara kadar bile taşmıştı. Bu yüzden, bir süre sonra Bizans prenslerinden bile kızı Mal Hatun’la evlenmek için Şeyh Edebalinin kapısını aşindıranlar da olmaya başlamıştı. 

Ünlü bilgin, çok zor bir durumda kalmıştı. Bizans prenslerine ve Hristiyanlara kızını vermeyi zaten düşünmüyordu. Öte yandan bir süredir Bizaslılarla sert çatismalar içinde olan ve Kayı Aşiretinin başina geçen Osman Beye de olumsuz yanıt vermişti. Her konudaki sorunlara çözüm üretebilecek kadar engin ve derin bilgi sahibi olan ünlü bilgin, ilk kez bir konuda karar verebilmekte güçlük çekiyordu. Ünlü bilgin kararsızdı... “Aşk” karşisında ne yapılabilirdi ki? 

Ünlü bilgin, kızının da bu konuda bir ara ağzını aramaya ve gönlünde ne yattığını öğrenmeye karar verdi. Koca bilgin için kızının duygularını anlayabilmek de zor değildi. Mal Hatun’un da Osman Bey’e karşı kayıtsız olmadığı ve gönlünün kaydığını sezinleyen Şeyh Edebali, sonunda kızına olan kendi sevgisinin onu korumaya çalişirken, taşidığı kaygıları yüzünden mutsuz olmasına neden olabileceği düşüncesiyle, sevgili kızının gönlünün yaptığı seçim dolayısıyla da, bu evlliğe razı oldu. Çünkü, Osman Bey’in sevgisi karşılıksız değildi!

Ama ulu bilge Edebali'nin kızını Osman Bey’e vereceğini açıkladığı "Mal Hatun artık senin helalindir" sözleri ise, Osman Bey’in düşü yorumlaması sırasındadır.
Bu “aşk” böylece bir “mutlu son”a kavuştu...

Mal Hatun kimdir?

Ünü tüm Anadolu’ya yayılan Adanalı ünlü bilgin ve filozof Şeyh Edebali, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başındaki Sultan Alaaddin Keykubat döneminde İtburnu kasabasını mesken edinerek, burada kurmuş olduğu bir tekkede eğitim veriyordu. Ünlü bilgin, burada özellikle de yöneticilik kuralları ve yasaları ögretmekteydi.

Kayı
Aşireti
mensuplarının gönlünde gelecekte aşiretinin başina geçecek kişi olarak yer edindiğinin bilincinde olan Osman Bey de, Şeyh Edebalinin ününü duymuştu. Bir süre sonra ünlü bilginin verdiği bu dersleri izleyenler arasında Osman Bey de yer almaya başladı. Kendisini gelecekteki aşiret lideri olarak hazırlamaya başlayan Osman Bey, Şeyh Edebalinin ögretilerinden yararlanmaya büyük özen gösterdi. Bu nedenle de bir süre sonra ünlü bilginin en sadık ögrencisi ve tekkesi ile evini en sık ziyaret eden kişi de oldu. Bu sık ziyaretlerinden birinde de, ünlü bilginin güzeller güzeli kızı Mal Hatun ile karşilaştı ve bu genç kızı görür görmez de gönlünü kaptırdı... 

Öte yandan, uzun yıllarca  çok geniş ve zengin bir tarihi kaynak araştırması yapan Op. Dr. M. N. Dinçsoy’un eserine (Yöremizin Tarihinde Turgutlu’nun Dramı ve Mustafa Kemal Atatürk, Sf: 463) ve ünlü Osmanlı Tarihi (Historie de la Ottoman veya Historie de la Turquie) adlı bir kaç ciltlik eser yazan ve Osman Bey’in ünlü nihahını bu eserinde anlatan Alphonse de Lamartine'nin eserine (Osmanlı Tarihi, Cilt: 1, Sf: 38) göre de Mal Hatun ile ilgili bilgiler yukarıda aktardığım doğrultudadır.    

Devamını oku:   Bir nikâh ve bir söz