Amazon Kraliçesi Penthesilea’nın hikâyesi


Amazon Kraliçesi Penthesilea’nın hikâyesi

Penthesilea, Yunan mitolojisinde bir Amazon kraliçesiydi. Ares ve Otrera’nın kızı, Hippolyta, Antiope ve Melanippe’nin kız kardeşiydi. Ünlü pek çok Amazon kraliçesinden biri olan Penthesilea’nın yaşamı, savaşçı olmaya tutkulu bir şekilde kendini adamış ve hayatı Akhilleus (Aşil'’in ellerinde trajik bir şekilde son bulan bir kraliçenin hikâyesidir.

Penthesilea, silah kullanmada çok iyiydi ayrıca bilgili ve çok güzeldi. Onun savaş baltasının mucidi olduğu söylenir. Bir Amazon olarak Penthesilea, savaşçı kadınların arasındaki efsanevi rekabetin bir parçasıydı. Amazon kadınları, kendilerini savaşçı olmaya o kadar adamışlardı ki okları en iyi şekilde atabilmek için sağ memelerini kesmeleriyle bilinirlerdi. Tabii bunun doğru olup olmadığı uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur.

Kahreden, kaderini belirleyen kaza

Quintus, Smyrnaeus Penthesilea'nın Truva Savaşı'na gelişini şöyle anlatır: Bir gün avlanırken mızrakla kaza eseri kardeşi Hippolyta’yı öldürür. Bu olay, onu ölmeyi isteyecek kadar kahreder ve derin bir kedere boğar. Ne var ki, bir savaçı ve Amazon olarak bunu onurlu bir şekilde, savaşta yapmalıdır. Bu yüzden Truva Savaşı'na girmeyi kabul eder, Truva'nın savunma saflarında savaşır. Bu savaşta Truvalıları savunmuştur.


Penthesilea, Truva Savaşı sırasında tahta çıkmıştı. Amazonlar, savaşta belli bir tarafta yer almamıştır ve Penthesilea da çatışmadan uzak durabilmek adına elinden geleni yapmıştır. Ancak, Akhilleus Truva prensi Hektor’u öldürdüğünde, kardeşini kazara öldürmenin verdiği hırsla Amazonların müdahale etme zamanının geldiğini düşünmüş ve böylece Amazonlar Truva’yı ele geçirmiştir.

Savaş sırasında Penthesilea, oturup erkeklerin savaşmasını izleyecek bir kraliçe değildi. O, savaşçı kelimesinin birebir karşılığıydı. Yunanlılar arasından bir şimşek gibi geçerek pek çok kişiyi öldürdüğü söylenir. Tarihçiler, onun hızlı, cesur ve erkekler kadar kahramanca ve başarılı bir şekilde savaştığını yazmıştır. O, Amazonların büyük savaşçılar olduğunu kanıtlamak istemiştir. Hektor’un ölümünün intikamını almak için Akhilleus’i öldürmek ve savaşta can vermek istemiştir.


Truva Savaşından bir sahnede Amazon Penthesilea ve Yunan kahramanı Aşil’i gösteren MS 3. yüzyıl Roma lahitinden bir ayrıntı. Aşil’in, onu mızrağıyla öldürdüğü anda Amazon’a aşık olduğu söylenir. (Vatikan Müzeleri, Roma)

Quintus Smyrnaeus'un Posthomerica'sında Penthesilea

Penthesilea, Ares ile Otrera'nın kızı, Hippolyta, Antiope ile Melanippe'nin kız kardeşi ve bir Amazon kraliçesidir. Truva Savaşı'na katılması şöyle anlatılır: Geyik avlarken, bir hata sonucu, kardeşi Hippolyta'yı mızrakla öldürmüştür. Bu talihsiz kaza Penthesilea'ya çok fazla acı çektirmiş ve tek isteği ölmek olmuştur. Bu yüzden Truva Savaşı'na katılmak için kolayca ikna edilmiş ve by savaşta da Truvalıları savunmuştur.

Penthesilea, Posthomerica'nın başlangıcında, Hector'un ölümü ve cenazesi ardından yeniden başlayacak savaştan önceki gece Truva'ya varır. Truva'ya iki nedenden ötürü gelir: Birincisi, insanlara halkının, Amazonlar'ın harika savaşçılar olduğunu ve savaşın zorluklarının üstesinden gelebileceklerini göstermek için, ikinci olaraksa; kız kardeşi Hippolyta'yı avlanırken kazara öldürmesinden ötürü tanrıları yatıştırmak için. On iki yoldaşıyla savaşa geldi ve Truvalılar'a Akhilleus'i öldüreceğine söz verdi.

Penthesilea'nın yanı sıra, Antibrote, Ainia ve Clete de dâhil on iki Amazon daha vardı. Diğerleri Alcibie, Antandre, Bremusa, Derimacheia, Derinoe, Harmothoe, Hippothoe, Polemusa ve Thermodosa. Ancak, Clete'nin gemisi battı ve Clete asla Truva'ya ulaşamadı.İlk ve tek savaş gününde, Penthesilea birçok adam öldürdü ve kesin bir zafer olmamasına rağmen, Akhilleus'le karşılaşmadan önce onun birliğinden Telamonian Ajax'la çarpıştı. Akhilleus gelmeden önce, Penthesilea Telamonian Ajax'la savaşmaya çalıştı ancak Ajax onun çabalarına gülüp geçti. 

Acımasız bir savaşçı olmasına rağmen, Penthesilea’nın yaşamı Akhilleus’in ellerinde son bulmuştur. Akhilleus, onun diğerleriyle nasıl savaştığını görmüş, acımasızlığı ve gücü karşısında büyülenmiştir. Onunla rakip olarak karşı karşıya gelme arzusuyla yanıp tutuşurken nihayet bu arzusu gerçek olduğunda Penthesilea’ya aşık olmuş ancak iş işten geçmiştir. Akhilleus sonunda, göğüslüğüne bir darbeyle Penthesilea'yı devirdi ve hayatı için yalvarırken bırakarak öldürdü. Akhilleus, Penthesilea'nın miğferini almadan önce cesedine saygısızlık etti. Bu sırada, Penthesilea'nın güzelliğini gördü ve onunla evlenebileceğini düşünerek, onu öldürdüğü için pişmanlık ve üzüntüyle doldu.

Penthesilea’yı öldürdükten sonra Aşil onu kollarıyla sarıp sarmalıyor.

Akhilleus, Penthesilea yere düşerken onu gafil avlamış ve mağlup etmiştir. Yunan savaşçı Thersites, Penthesilea öldükten sonra Akhilleus’in onun naaşıyla ne yaptığıyla ilgili alay etmiştir. Ayrıca, Thersites’ın kılıcıyla Penthesilea’nın gözlerini çıkardığı da söylentiler arasındadır. Bu, Akhilleus’i çileden çıkarmış ve Thersites’ı katletmiştir.

Thersites’ın ölümünden sonra kutsal bir kan davası başlamıştır. Kuzeni Diomedes, Penthesile’nın cesedini mezardan çıkarmış arabasının arkasına bağlamış ve nehre atmıştır. Akhilleus ise bedeni nehirden almış ve onun için uygun bir cenaze töreni düzenlemiştir. Bazı hikayelerde, Akhilleus, Penthesilea’nın ölü bedeniyle cinsel ilişkiye girmekle suçlanmış, diğer efsanelerde ise Penthesilea’nın öldükten sonra Akhilleus’in çocuğunu doğurduğundan söz edilmiştir.

Antik Romalı şair Vergil, Penthesilea hakkında şunları yazmıştı: "Açıktaki göğsünün altına taktığı altın kemeriyle acımasız Penthesilea, hilal şeklindeki ışık siperleriyle Amazonlardan oluşan savaş safına liderlik ediyor… Bir kadın savaşçı ve erkeklerle savaşmaya cesaret eden bir bakire."

Epik Dönem'de Penthesilea:
Kayıp destanı özetleyen, Miletus'un Arctinos'unun Aethiopis'i Proclus, Penthesilea'nın hayatından olayları, alıntılardan kalan sadece 5 satırla anlatır[4]. Penthesilea'nın öyküsüne Epik Dönem'deki Iliad'ın sonundaki geleneksel bir müsveddeyle geçiş yapılır:

"Hector'un cenaze oyunları böyleydi. Ve sonra, Amazon geldi, hunharca insan katleden Ares'in büyük yürekli kızı."

Diodorus Siculus'a göre;
"Şimdi onlar, Penthesileia cesareti kazanmak için savaşan son Amazon'du ve soy giderek azaldı; sonunda tamamen gücünü kaybetti diyorlar; sonuç olarak sonraki dönemlerde, hangi yazar onların kahramanlığını yeniden dile getirse, erkekler Amazonlar hakkındaki antik hikayeleri uydurma farz ediyorlar."(Diodorus Siculus, ii. 46).

Vergil, onu tanımlamak için "Bellatrix" kelimesini kullanmıştır ve söylentilere göre bu, JK Rowling’in Harry Potter serisindeki Belltarix Lestrange isminin esin kaynağıydı.

İlyada Destanı'nda Penthesilea’nın hikayesine yer verilmez.
İlyada, Amazonların Hektor'un ölümünün intikamını almaya gelmesinden önce, onun cenaze töreniyle son bulur. Penthesilea’nın hikayesi kayıp destan Aethiopis’de anlatılır.

Penthesilea’nın hayatı da ölümü de trajikti. O, kız kardeşinin kaza eseri ölümünden son derece etkilenen cesur ve acımasız bir savaşçı olarak tasvir edilir. Bu keder, savaşta onurlu bir şekilde ölecek güçlü bir savaşçı olma arzusuyla birleşince onun Truva’ya gitmesine yol açtı. Burada trajik bir şekilde ölmesi hem Truva’yı zayıflattı, hem de ölümünün Akhilleus ve onun kindar hareketleri üzerindeki etkisi sebebiyle Yunan kamplarında infiale neden oldu. Sonuçta, uzun zamandır beklediği şey gerçekleşti, savaş meydanında ‘onurlu’ bir şekilde ve efsanevi Akhilleus’in ellerinde can verdi.

Kaynak: Amazon Kraliçesi Penthesilea 


Yorumlar - Yorum Yaz