Pinokyolar ülkesi | |||
| |||
Onlar niye mi sanık değil? Efendim, onların dokunulmazlıkları var şimdi... Zaten eski liderini de affedip de aklattı en tepedekisi... | |||
| |||
Yoksa bu ülkede, her şey hep yalana mı endeksli? Hisse senetleri, dolarlar, toplu sözleşmeler hala bu ülke insanının alın yazısı gibi. Ceplerinde hep birer pinokyo ile, beyinlerinde de hep cüce fikirleriyle dolaşır bu ülke liderleri. Bir de çok sakardırlar. Pot kırmadıkları zamanlarda ise, kalp kırararlar. Ya da bu ülke için kaygıya kapılıp, "Ne olacak bu memleketin hali?" diye düşünür de, olup bitenden menuniyetsizliğinizi belli ederseniz, bu kez de yasadışı bir suç örgütü üyesi diye damga bile yiyebilirsiniz... Çünkü bu karanlığın yontucusuları ya şeytanın sağdıcı rolündedir, ya da karanlığın bekçisi... | |||
Korkulardan, cehaletten ya da ümitsizlikten... hep "tanrısal değerler"e sığınmak zorunda kalır memleketin gerçek sahipleri... Azınlığın daima çoğunluğu temsil ettiği bu ülkede, aslında "bozuk düzen"dir tüm zamanların kesiştiği kader çizgisi... Çünkü, bir de felsefesi var bu bozuk düzenin bu diyarda: "Alnımıza böyle yazılmış, neylersin" gibi. Ya da "Haline bin şükret, Allah beterinden saklasın..." gibi... Bu ülkede yaşama yön veren olgu; erdemli ve mertçe yaşamak değil, yalanlara tebessüm etme, yeni yalanlar için kredi açma, cehalete prim verme, umutları öteki dünyaya erteleme ve onursuzca bir teslimiyetin ta kendisi... Ve bu ülkede hayatı anlatan tek cümle: "İşler tıkırında şimdi!" | |||
İşler yine tıkırında Bir bayram kokusu havada Düğün dernek kurulmuş Oyunlar oynanıyor: "Şen ola düğün, şen ola!" Duymuyor musunuz? Kapılar tutulmuş, | |||
1 Eylül 2008 | |||