Odayı derin bir kederin o kasvetli sessizliği sarmış Bir ana hastadır. Başındakilerin yüzleri üzüntüden yorgun Onun dalgın gözleri. Ufalmış yüzünde, geniş alnı sararmış, Saçlarındaki aklarda, gençlik günleri. Ana hastadır. Kutsal görevini anımsıyor bir kez daha Yavrularının yüzüne tek tek baktı da Uzaktaki selviliklere çevirmeden önce yüzünü. Tüm bir ömrü gelip geçiyor gözlerinin önünden Anılarla yüklü garip bir sis içinde Geldi işte yüce bir ruhun o son günü. Ana hastadır. Buluştu yoksul elleri ürkekçe Kırışıklıklarını ıslattı gözlerinin yaşları Derinden gelen bir sesi dinliyormuş gibi Yavaş yavaş çatılırken kaşları. Sanki hiç yaşamamış gibi ölecekti, Ama sessizliğinde bu odanın Yalnızca hıçkırıklar inleyecekti. Ana hastadır. Büyük olur bir ananın gururu Ecel bile, onun yanına el bağlayıp da girecektir. Bilir, nefesinden korkan ölümlülerden biri değildir Hiç ölmeyen bir ruh ölüm döşeğindedir. Onun alnında şimdi ecelin gölgesi var Ağır ağır kapanan gözlerinden anladılar Başucundakiler Onun sonuncu doğumunu... Gökler şimdi geri mi alacak yeryüzünden tohumunu? Yoksa bir yıldız daha mı kayacak? Sanki yetmiyormuş gibi boşluklar. Yeryüzünde nice analar Kayan o yıldıza mı bağlayacak umudunu? |