Eyvah! Efsane geri dönüyor (mu?)

 

Bugün bunalıma girmeye karar verdim.
Hayır! Bunun nedeni bugünkü köşemde yazacak bir konu bulma sıkıntısı çekmem değil.
Köşeyazarlarının yazacak konu bulamadıklarında strese ve bunalıma girdiklerini duymuşluğum var. Ama bizim gibi kriz manyağı olunan bir ülkede, ard arda patlayan skandallar, zincirleme yaşanan krizler, peşpeşe ortaya çıkan yolsuzluk olayları varken, yazılacak bir konu bulabilmek o denli zor bir şey olmadığı için, Türkiye'deki köşe yazarlarının konu bulma açısından çok şanslı olduklarına inanıyorum.

 

Hayır! Konu ekonomik de değil.
Ekonomik olarak yıllardır asgari yaşam sınırları içinde yaşamayı başarabilen bir çoğunluğun bireyi olduğumdan ve zaten kemer sıkmaktan başka yaptığımız bir şey olmadığından böyle bir problem bile beni bunalıma sokmuyor.

Ama ben bugün bunalıma girmeye karar verdim.
Hayır! Bunun nedeni bazı politikacıların çevirdiği dolaplar, soyguncu ve talancılarla, çetecilerle kolkola girip ensemizde boza pişirdiği icraatları da değil. Zaten yıllarca ekonomideki talanı, politikadaki yalanı, enflasyon ve trafik canavarını, çevre katliamlarını, hükümetlerin halkı köleleştiren dışa bağımlı icraatlarını, ince ayar yapılmış tezgahlarını içine sindiremeyen bireylerden biri olarak, tıpkı sizler gibi dişleri sıkılı yaşamaya alıştım.

Ama yine de ben bugün bunalıma girmeye karar verdim.
Hayır! Bunun nedeni yeni zamlar da değil.
Tek neden, bugünkü gazetelerde okuduğum bir haber!
Çünkü yine geri dönüyormuş!
Yine meydanlara çıkacakmış.

Biz tam "artık gitti" diye düşünürken, o, yine geri dönmeye karar vermiş!
Ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın sembol ismi...
Politikadaki tutarsızlık, ilkesizlik ve felsefesizliğin, günübirlik politikaların mühendisi...
"Dün dündür, bugün bugündür" söylemiyle siyasetimizde ilkesizliği bir felsefe haline dönüştüren, "yürümekle yollar aşınmaz" sözüyle vatandaşın şikayetlerine kulak tıkama ve duyarsız kalma konularında uzman olan, "böyyük Türkiye" sloganıyla her iş başına geldiğinde darbelerle şapkasını alıp da gitmek zorunda kalan, her gidişinden sonra meydanlara yeniden kır atının üzerinde bir demokrasi havarisi gibi dalan, "bir bilen" misyonu yakıştırılan "mühim şahsiyet" yine siyasete dönüyormuş!

Hem de bu kez "birbilen"den "birleştiren"e çıkmış adı!
"Efsane geri dönüyor"muş!
"Hemen ve tek yol seçim" çağrısında bulunan Baba, yine siyaset sahnesine geliyormuş!
"Gerektiğinde görevden kaçmam" diye de vurgulama yaparak...

İşte ben bu haberi okuduğumda bugün çok canım sıkıldı.
Ve bunalıma girmeye karar verdim!
Çünkü bir kez daha memleketimin ne kadar çaresiz, halkımın ne kadar umutsuz bir halde olduğunu daha iyi anladım.

"Baba" yeniden siyaset için meydanlara çıkmaya hazırlanıyormuş!
Kaç kez Türkiye'yi uçurumun kenarına getirip de darbelere neden olan ve şapkasını alıp da gidişinin sayısını bile şaşırdığımız Süleyman Demirel, yine şapkasını eline almış, meydanlara çıkmaya hazırlanıyormuş!

Çaresizlik girdabında boğulmak üzere olan Türkiye'nin bugün yine Demirel'e can simidi gibi sarılmasının beklenmesi nedeniyle bugün ben bunalıma girmeye karar verdim.
Memleketimin çaresizliğini, halkımın umutsuzluğunu, krizin büyüklüğünü bir kez daha böylece daha iyi anladım.

"Artık güveneceği siyasetçi ve lideri kalmayan ey halkım da bu çaresizlik nedeniyle acaba bir kez daha "Yetiş Baba" diye Demirel'i yine sırtında iktidara taşır mı?" diye düşündüm.

İşte buna çok canım sıkıldı. Ve bugün bunalım takılmaya karar verdim.
Demirel, "kurtarıcı" diye sahneye çıkmaya hazırmış.
Galiba bu akşam oturup Türkiye'nin haline ağlayacağım.

6 Temmuz 2001

 
 

0 Yorum - Yorum Yaz