"Muhterem"in muhteşem dönüşü!

 

Duydum ki; geri dönüyormuş bizim “muhterem”
Yaşı 78 imiş… Ama daha işi bitmemiş…
Türkiye’yi ve halkı kurtaracakmış bütün taklitçilerden…
Eskiden “Batı taklitçileri”nden kurtarmaya soyunmuştu.
Ama bu kez işi daha da büyümüş. Çünkü, bu kez bir de “kendi taklitlerinden” de kurtaracakmış memleketi….

Haberi duyar duymaz efkarlanıverdim birden!
“Muhterem” geri dönüyormuş yine. 
Yine çıkacakmış meydanlara.

Bir zamanlar “mucit” diye çıkmıştı ortalığa… 
Sonra, ses benzerliğinin yaptığı çağrışımdan mı, “Abooov, bunların hepisi de batı taklitçisi” diyerek siyasete dalıverişinden mi, “mucit” iken “mücahit”e çıkarılıvermişti ünvanı. 
Bir rivayete göre de, bu memlekette iki kez onun yüzünden darbe filan yapıldığı da anlatılır. Ben her ne kadar buna inanmasam da...

 
 

Gerçi 28 Şubat olayı onun Başbakanlığı döneminde tarikat liderlerinin onuruna Başbakanlık Konutu’nda verdiği iftar yemeğinin sonrasına rastlar ama… Olsun! Demek ki, Türkiye’de  laikliğin kurtuluşu için bu “muhterem şahıs”ın yeniden siyaset sahnesine dönmesine ihtiyaç varmış.

Eski  talebesi şimdi Başbakan oldu ve devletin tepesinde.
O “muhterem”in  kendisine ise böyle “tek başına bir iktidar” hiç nasip olmamıştı.
Şimdi ise, emanetini talebesinden geri almak üzere, yeniden meydanlara çıkacakmış bizim “muhterem”. Hem de bu kez, sadece batı taklitçilerine değil, kendi taklitçilerine karşı da vatandaşı uyaracakmış… Yaşı yetmişi geçmiş bizim muhteremin, ama daha işi bitmemiş.

Hatırlarsınız, iki ay önce bir kısım taraftarı tarafından “peygamber” bile ilan edildi bizim muhterem şahıs! Dolayısıyla, bu kezki dönüşü daha muhteşem olacak. 

Bu memlekette dini ilk kez siyasete sokan şahıs kendisiydi.
Hatta “takiyye ustası” olarak da bilinir kendileri. Hani hep “Çocuğa aspirini çukulatanın içine saklayıp da vereceksiniz” diye öğüt verirdi ya. Şimdiki “takiyyecilere” de bu yüzden hep kızıp duruyormuş. Bu yüzden yeniden meydanlara dönmeye karar vermiş bizim “muhterem”. Hem artık sadece “mucit” veya “mücahit” olarak da değil, kimilerinin gözünde bir “peygamber”dir de artık.

Yeniden siyasetin içine giriyor işte.
Bir “kurtarıcı” sıfatıyla hem de.
“Bu memleketi AKP’nin elinden ancak ben kurtarabilirim” diyerek.
Bu kez sadece “batı taklitçileri”ne karşı değil, “kendi taklitlerine”, AKP’ye karşı da uyaracakmış milleti, “Benim taklitlerimden sakının ha” diye...

Bu kez “kurtarıcı” olarak sahneye çıkıyormuş Erbakan.
Halkımızı sefaletten, memleketi esaretten, devleti de takiyyecilerden o kurtaracakmış…

Haberi duyduğumda birdenbire tuhaf bir efkar bastı.
Pek yakında yeniden siyasete dönüyormuş ya “muhterem”.
Laikliği kurtarmak artık Erbakan’a kalmış ya!...

Tıpkı Demirel’in de yeniden meydanlara döneceğini duyduğum günkü gibi, müthiş bir efkar bastı gönlümü…
Bu akşam oturup Türkiye’nin haline ağlayacağım...

Nisan 2009

 
 

0 Yorum - Yorum Yaz