Bir e-mail ve bir cevap

Bir mail ve bir cevap
Adresime gönderilen bir mail ve verilen cevap ilginizi çekebileceğini düşündüğüm  icin paylaşmak istedim. Gönderilen mailde Çaldağı'ndaki İngiliz Sardes şirketinin çaresiz insanları nasil kandırmaya çalıştığı, onlarin kafasına nasıl girip, aklını çelmeye çalıştığına iliskin bazı ipuclari açık ve net olarak görülüyor. Maildeki bu bölümleri renlendirilmiş olarak göstereceğim. O sozcukler sanki ezberlenmiş veya ezberletilmiş gibi bir hava da veriyor. Gönderilen mailde maden şirketinin mantığı ve konuya yaklaşım tarzını da anlamak mümkün. Bu yöntem ve taktikle çalışıyorlar simdi. Ama alçakça olduğu kadar tehlikeli bir taktik olarak da değerlendirilebilir. Çünkü başarı sağlamalari durumunda zamanla ciddi gerginliklere yok açabilecek kamplaşmalar da oluşabilir Turgutlu'da.

Gelen maildeki mantığa ve kendisinin "alanında tek" olduğunu yazan kişinin seviyesi ve kapasitesine de dikkat edin lütfen. Bu insan mi böyle bir projeyi uygulayacak mühendis diye getirtiliyor? Sadece bu bile kendi başına bir "çevre felaketi" anlamına gelmez mi? Yorum ve değerlendirme tabii ki size ait...

Bu nedenle verilen cevabın da okunması, irdelenmesi yararlı olabilir. Gelen maile karşılık olarak verilen cevabın da yorumlanıp uzerinde tartışılması gerekebilir.

     Gönderilen mail

 
Email: zübeyir CİZGİLİ
Size form mailerdan gönderilmiş olan metin:

MERHABALAR METİN BEY,

ÖNCELİKLE SİZE SORMAK İSTEDİĞİM İLK ŞEY TURGUTLU LUMUSUNUZ?
BUNU SORUYORUM ÇÜNKÜ TURGUTLUYU TANIMADAN BİRİNİN BU ŞEKİLDE YAZI YAZMASINI DOĞRU BULMUYORUM. ŞAYET GERÇEK TUZU KURULULUĞU ANLIYAMAMANIZDAN ŞÜPELENİYORUM. NEYSE BU İŞİN İKİNCİ ÖNEMLİ BOYUTU...

İLKİ ŞU Kİ MESLEĞİNİZ NE? BUNU SORUYORUM, BU KONULARDA BU DENLİ BEYAN ETMENİZ İÇİN BU BRANŞA HAKİM OLMANIZ LAZIM ,SİZ DE BANA SORABİLİRSİNİZ SEN KİMSİN MESLEĞİN NE? DOĞRUDUR KENDİMİ TNITMAM LAZIM BEN BU BRANŞIN TURGUTLUDAKİ TEK İSMİYİM. BUNU BÖBÜRLENMEK AMACIYLA DEĞİL GERÇEK OLDUĞU İÇİN SÖYLÜYORUM BEN PROSES MÜHENDİSİYİM (MADEN MÜHENDİSİ/HİDROMETALURJİ , BU ALANDA TEZİMİ YAPTIM , BU ALANDA ÇALIŞTIM)  BUNU SÖYLÜYORUM ÇÜNKÜ ŞU KONUŞULANLARIN HEPSİ ASLINDA BİR UTANÇ TABLOSU, BİLİM ORTADAYKEN, BİRİLERİNİN HAYATINDA BİLİMİ NE KADAR ÖNEMSEDİĞİ ORTADAYKEN BİLİM DIŞI YAPILAN BU KONUŞMALAR UTANÇ VERİCİ...

TURGUTLU BU KADAR HAYAL ALEMİ BİR YER OLAMAZ, BİLİMSİZ BİR YER OLAMAZ... SİZDE EMİNİM BÖYLE BİRİ OLAMAZSINIZ KESİNLİKLE EMİNİM...O ZAMAN NİYE BRANŞINIZ OLMAYAN KONUDA TURGUTLUYU BU KADAR İYİ TANIMADAN KİMİN TUZU KURU KİMİN TUZU YAŞ, KİMLER KİMİ KULLANIYOR... TURGUTLUDA YILLARDIR HALK NE İLE UYUTULUYOR?

YAPMAYIN NE OLUR BUDENLİ HALKI SEVEN BİRİ OLARAK GÖRÜNEN KİŞİ BU KADAR GÖZÜ KAPALI HAREKET EDEMEZ! ETMEMELİ! ÇÜNKÜ BU MESELE BENCE ÇOK İNCE DETAYLARLA ELE ALINMALI, HER YÖNÜYLE ARD NİYETSİZ TARTIŞILMALI. FAYDA ZARAR İYİ ALGILANMALI, BU ŞANSLARI DAHA ÖNCE ÇOK KAYBETTİK TURGUTLU BU GÜN ÇOK DAHA İLERİDE OLABİLİRDİ AMA NE YAZIK Kİ OLMASI VE HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL...

BENİM SİZDEN RİCAM TURGUTLU YERLİSİ OLARAK, GEDİZ OVASINDA YERLERİ OLAN BİR AİLENİN ÇOCUĞU OLARAK, BU MESLEKTE BU BRANŞTA BİRİ OLARAK
TURGUTLU ÇOK SEVEN BİRİ OLARAK OLAYI SİYASİLEŞTİRİP BULANDIRMAYIN BIRAKIN BİLİM CEVAPLASIN, ZARARLI MI ZARARSIZ MI? HALK KARAR VERSİN SONRASINDA. AMA ARD NİYETSİZ !...

VE TURGUTLUDA İŞSİZLİK BİTSİN,KAPALI KISIRDÖNGÜ TARTIŞMALAR SONA ERSİN....  TURGUTLU GÜZELLEŞSİN, TURGUTLU UYANSIN KİM SÖMÜRÜYOR KİM SÖMÜRMÜYOR, KİM KİMİN ÇARESİZLİĞİNİ KULLANIYOR. HER ŞEY GERÇEKDEN GÜZEL OLSUN, HERKEZİN YÜZÜ GÜLSÜN...

UMARIM HERŞEY GERÇEK HAKETTİĞİ YERİ BULUR...
İYİ GÜNLER,
SAYGILAR...

 Email: z_cizgili@mynet.com

     Verilen cevap

 
Kimden:Metin Sert (metinsert25@hotmail.com)
Gönderme tarihi:20 Temmuz 2009 Pazartesi 10:40:13
Kime:z_cizgili@mynet.com

 

Merhaba Zübeyir Bey

Mailinize teşekkür ederim.

Önce meslek konusundaki sorunuza cevap vermeliyim sanırım. Asil mesleğim öğretmenlik. İlgi alanlarım edebiyat, felsefe ve tarih, ayrıca kültürel ve sanatsal alanlar. Bilime ve bilimselliğe de değer veriyorum. Bu nedenle ekoloji konusuyla da ilgileniyorum ve TEMA'nın çalışmalarını da yakından takip ediyorum.

Mailinizdeki diğer konulara gelince. Bu kadar önyargılı olmanız çok şaşırtıcı. Belki de söz konusu gazete haberini siz okumadınız. Ya da o gazete haberinin nerelerde ve nasıl tepkiler yarattığını da bilmiyor olabilirsiniz. Yani şu “tuzu kuruluk”, “ağaç, insan ve Turgutlu sevgisi” vs gibi konular. Karşı düşüncedeki  insanlara bu kadar önyargılı yaklaşmak ve onları böyle tanımlamak doğru mudur?

Bunu neden mi söylüyorum: Söz konusu habere gelen bir-iki tepkiyi sizinle paylaşayım: “Ağaçların kesilmesine karşı çıkanlar için sanki ağaçları insanlardan daha çok seviyorlar, insanları hiç sevmiyorlarmış gibi bir mesaj verilmeye çalışılmış...” Bir başka vatandaşsa tepkisini şu şekilde yansıtıyor: “Neler oluyor bize?”

Bu soru ne kadar ilginç? Ve hakli da. Çünkü bu vatandaş, eğer ağaç kesilmesine veya projeye karşı ise, ya “tuzu kurulardan biri” ya da “Turgutlu’yu ve Turgutluluları sevmeyen biri” gibi mi ilan edilecek endişesine kapılmış. Peki, haksız mı? Senelerdir barış içinde bir arada yaşayan bütün bu insanları şimdi siz kendinize göre “Turgutlu’yu sevenler-sevmeyenler” ve “ağaçları sevenler-insanları sevenler” diye ikiye mi ayıracaksınız? Senelerdir bir arada yaşayan bu insanları birbirleriyle böyle karşı karşıya mı getireceksiniz? Bu hakkı ne veriyor size?

Çünkü bakın siz de aynı hata içindesiniz ve bana gönderdiğiniz mailinize “öncelikle size sormak istediğim şey Turgutlulu musunuz?” sorusuyla başlıyorsunuz. İşte vatandaşlarımız en çok bundan endişeli ve rahatsız. Çünkü projeye kendinizi o kadar kaptırmışsınız ki, projeye şüpheyle bakan insanların Turgutluluğundan şüphe edecek hale gelmişsiniz. Ben Turgutlu’yu, tarihini yazacak kadar çok seviyor ve biliyorum. Yazdım da zaten. Sitemdeki “Tarihten sayfalar” bölümüne girecek olursanız, bu sevgi ve bilginin sayfalar dolusu ispatını binlerce kişinin gördüğü gibi siz de göreceksiniz.

Sizin destek verdiğiniz bir projeye başkaları şüpheyle bakıyorsa ve ağaçların kesilmesini istemiyorsa, bu onların sizden daha az Turgutlulu olduğu veya Turgutlu’yu  sizden daha az sevdikleri anlamına gelmez. Sizden farklı düşünenler var ve bu normaldir de. Ayni ailede  bile bir konu hakkında farklı düşünen bireyler olur. Örneğin sizinle ayni meslekten olduğu halde, bu konuda sizin gibi düşünmeyen pek çok meslektaşınız var. Onlar da sizin gibi bilimle ilgili. Siz kendi branşınızda Turgutlu’da  tek olabilirsiniz. Ama Türkiye’de tek değilsiniz. Bu projeye karşı olan meslektaşlarınızın da Türkiyeliliğinden mi şüphe ediyorsunuz?

CHP Milletvekili Hasan Ören de Turgutluludur. Ama Çaldağı’ndaki maden çalışması hakkında 2 kez soru önergesi, 3 kez de araştırma önergesi vermiştir. Bugün MHP’den Milletvekili olan Ahmet Orhan da Turgutluludur. Kendisi kimya mühendisi ve asit yağmurları konusunda da bir çalışması var. Ama o da ağaç kesilmesine ve projeye karşı. Her ikisi de Turgutlunun bağrında yetişmiş, halk tarafından seçilmiş. Farklı partilerden olmalarına rağmen her iki milletvekili de bu projeye karşı. Peki, Turgutlu’yu ve Turgutluluları sevmediklerini söyleyebilir misiniz? Onların da Turgutlulu olamayacaklarını mı iddia edeceksiniz? Yoksa İngiliz Sardes şirketinin bana verdiği yetkiye dayanarak, kimin ne kadar Turgutlulu olduğunu ben sorgulayabilirim diye mi düşünüyorsunuz? Sizin “proje” dediğiniz sülfürik asit liç yöntemiyle çalışacak açık nikel madeni işletmesi hakkında olumsuz düşünen meslektaşlarınızı da İngiliz şirketinin size verdiği yetkiye dayanarak “vatan haini” ilan etmeyi düşünüyor musunuz?

Zübeyir bey,

Vatandaşlar İngiliz şirketinin Turgutlu’yu Turgutlululardan daha çok sevdiğine ve Turgutlu’ya da insanlarımızı işsizlik derdinden, sömürülenleri sömürüden kurtarmak için geldiğine inanmıyorsa, bu durum onları sizden daha az Turgutlulu veya insanları sizden daha az seven kimseler yapmaz. Kimin Turgutlulu olup olamayacağına da siz karar veremezsiniz. Eğer siz gerçekten Turgutlulu iseniz, o zaman öncelikle kendi hemşerilerinizin kaygı ve endişelerine saygı göstermelisiniz. Örneğin, Çepnidere’deki köylülerimiz Kemik Fabrikası’ndan ve yaydığı kokudan rahatsız oluyorlarsa ve tepkiliyseler, onları anlamaya çalışmak gerekir.

Bu konunun politika ile filan hiçbir ilgisi yok. Herkesin politik görüsü kendine. Ve size göndereceğim bu yazıda göreceğiniz gibi benim bir tek bile politik kelimem yok, olduğunu da söyleyemez hiç kimse. Ama “ağaç dikme” konusunu bile seçim zamanı tabelaları değiştirip de kimlerin kendisi için politika malzemesi yaptığını siz de biliyorsunuz, Turgutlu’daki herkes de.

Mailinizde bilimden bahsediyor, bilim konuşsun diyorsunuz. Peki, bilim adamlarının ve tüm çevrecilerin bu projeye karşı olduklarını biliyor musunuz? Bugün bilim bu olaya karşı. Bizim elimizde sizin bu “proje” dediğiniz konuyla ilgili her türlü bilimsel araştırma ve dokumanlar mevcut. Hepsi de bilim adamlarınca derlenmiş ve hazırlanmış incelemelerdir. Dünyada böyle bir madencilik yöntemini uygulamak isteyen tek şirket Simon Purkis’in genel müdürlüğünü yaptığı sizin bu şirkettir. Bu şirketten başka bu yöntemi kullanmak isteyen bir başka şirket daha yok. Turgutlu Çaldağı'nda uygulanmak istenen bu madencilik yöntemine sizin “proje” demenizin asıl nedeni de budur zaten.

Bir madenin yer altı kaynağı ve zenginliği anlamına geldiğini bir ilkokul çocuğu bile bilir. Ama konu “Türkiye’de madencilik yapılsın mı yapılmasın mı” konusu değil. Asıl konu: sizin “proje” dediğiniz, dünyada ilk defa Turgutlu’da denenecek olan bu sülfürik asit yöntemi ile açık bir maden işletmesi konusudur. Koyunu çarpıtmayın! Siz şirketten aldığınız para karşılığında insanların kafasını karıştırarak aklını çelmeye, bunun için de konuyu saptırmaya çalışıyorsunuz. Bir gazetedeki açıklamanızda "TEMA bile bizi destekliyor, projemiz için çok iyi bir projedir dedi" şeklinde  yalanlar söyleyecek kadar alçalabiliyorsunuz...

Bilim bu projeye karşı Zübeyir bey. Peki, sizin bilim anlayışınız nedir?
Bu maden şirketinin size vereceği maaş çekleri mi? Veya insanların aklını çelmeniz karşılığında almayı ümit ettiğiniz primler mi?

Peki, sizin sevgi anlayışınız nedir?
Siz Turgutlu’yu mu, Turgutlu’daki insanları mı, Çaldağı’ndaki ormanı ve ağaçları mı daha çok seviyorsunuz? Yoksa Sardes’ten gelecek (veya gelmesini ümit ettiğiniz) maaş çeklerini mi, ya da halkın aklını çelebilmeniz karşılığında  vaad edilmiş olan yüklü bir primi mi?

Sizin Turgutlu sevginiz mi daha ağır basıyor, yoksa İngiliz şirketinden aldığınız (ya da almayı ümit ettiğiniz) maaş çekleri ve prim aşkınız mı?

Siz eğer Turgutlu’yu sevseydiniz, o zaman dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmasına izin verilmeyen bir projeye ve bulunduğu ülkelerden kovulmuş bir şirkete kendinizi bu kadar bağlamazdınız. Bu nedenle insanların Turgutluluğunu ve Turgutlu sevgisini siz sorgulayacak halde değilsiniz ve olamazsınız da.

15–20 yıl sonra, bu şirket buradan gittikten sonra Gediz vadisinde yaşam bitecek. Bunu söyleyenlerin hepsi de bilim adamları. Madem ki sülfürik asit liç yöntemi bu kadar mucize bir projedir, o zaman İngiliz şirketi bu mucize projeyi ilk önce kendi ülkesinde denesin, mucize projesiyle ilk önce İngiltere’yi şereflendirsin.

Şu konuda içiniz rahat olsun Zübeyir Bey: Ağaçların kesilmesini istemeyen ve bu sülfürik asit liç projesine karsı olanların Turgutlu’yu sizden daha bile fazla sevdiklerini ben  biliyorum ve onların bu sevgilerinden eminim.

Turgutlu’nun daha güzel ve daha yaşanılası bir yer olmasını kim istemiyor???
Sadece Simon Purkiss. O bizim sadece nikelimizi istiyor.

Selamlar

Metin Sert

NOT: Sizinle herhangi bir polemiğe girme düşüncesinde değilim. Mailinize de şahsımla ilgili konuları kapsadığı için bu şekilde cevap veriyorum.

21 Temmuz 2009

  
 

 
 Gediz Vadisi'nin yok edilmesine izin vermeyin!  



Yorumlar - Yorum Yaz