Tarzan kültürü - Hakkı Avan

Tarzan Kültürü nedir?

  Aşağıdaki yazı Manisa eski kültür müdürü, araştırmacı yazar Hakkı Avan'ın 2000 yılında yazdığı 'Niobe'nin Kenti' adlı basım aşamasındaki kitabından alınmıştır...

Arada bir Manisa’nın Tarzan’ına özenen adamlar çıkıyor…
Kimileri televizyon kameralarının karşısında yerlerde takla atıp ağaç dallarında çıplak pozlar veriyor, kimileri film kahramanı Tarzan gibi bağırıyor…

Yeni bir Tarzan keşfettiğini sanan da, Tarzanlığa soyunan da komik duruma düşüyor.

Kamera, ormanlık bir yerde bir kulübe gösteriyor. Kulübenin önünde çıplak bir adam duruyor…
-Ne zamandan beri Tarzan gibi yaşıyorsun?
-Yıllardır.
-Yaz-kış hep böyle çıplak mı dolaşıyorsun?
-Evet…

Kamera yeni Tarzan’ı yakından gösteriyor. O sırada adamın güneş ışığı görmeyen tenini görüyorsunuz.

-Yiyeceğinizi nasıl karşılıyorsunuz?
Yanıt:
-Kem-küm…

Manisa Tarzanı; yakılıp yıkılmış, yaralanmış bir kentin yaralarını sarmak için bütün gücünü ağaç dikip yetiştirmeye harcamış, verdiği hizmetle halkın sevgisini kazanıp efsaneleşmiş bir adamdır.

Nedir “Tarzan Kültürü”?

Dünkü Türklerin “doğa dini”nin özde sürüp gitmesidir. Doğadaki tüm nesnelerin insan kadar değerli olduğunu algılamaktır. Ağaca, çiçeğe, duyulan hayranlığın sevgiye dönüşmesidir. Kadınlara çiçek sunmaktır. Bir kenti baştan sona yeşillendirmektir. Ağaca “evlat” diyebilmektir. Yaşadığı kenti sevmektir, ona aşık olmaktır…

İşte, Tarzan Kültürü budur!

Manisa Tarzanı, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen bir kültürü özümseyip yaşama geçirmiş bir eylem adamıdır. Dahası, utkuyla sonuçlanan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yiğit neferlerinden biridir o! Nice acılar çekmiş, yakılıp yıkılan köyler, kentler görmüştür.

O; çağdaşlaşma yolunun aydınlığında, var gücüyle çalışmanın, çalışkan olmanın anlamını bilerek, yanık bir kenti yeniden bayındır duruma getirenlerin yanında yer alarak halkın sevgilisi olmuştur.

Ama… Gediz kirlenip yatağında kapkara uzanmış yatıyorsa, balıklar topluca intihar etmişse, çöplükler patlıyorsa, ağaçların kökü kazınıyorsa, dereler taşıp seller can alıyorsa, kent soluk almada güçlük çekiyorsa… Tarzan kültüründen uzaklaşmışız demektir.

Tarzan kültürüne yeniden yönelmenin başkoşulu, süslü slogan üretmek değil, kirletilen çevreyi yeniden kazanmak için proje üretip uygulamaktır.

Tarzan’dan alınacak en büyük ders budur! Tarzan Kültürü’ne dönüş çalışmaktan geçer, sevgiden geçer.

Manisa Tarzanı’nı ölümünün 37. yılında özlemle, saygıyla anıyorum.

31 Mayıs 2000

Hakkı AVAN