Yeşilin atası Manisa Tarzanı - Bedriye Aksakal

Yeşilin atası: Manisa Tarzanı

Aynı adlı, 1993’de basılan kitabın yazarı Bedriye Aksakal kitabın sunumunda şöyle diyor:

İnsanların yaşam koşullarını iyileştirmek için giriştikleri doğa yağmacılığı sonucunda, canlı varlık olan insanın gereksinimleri, zamanla korkunç derecede artmış ve dünyamız kirlilikle başbaşa kalmıştır. Bilinçsizce ağaçlar katledilmiş, su kaynakları ve hayvanların neslini insanoğlu yok etmiştir.

Son bilimsel araştırmalar ozon tabakasının delik olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu korkunç durumu gören bazı ülkeler birleşerek, dünyamızı nasıl kurtarabiliriz diye çareler aramaya başladılar. Bir dizi kararlar alarak, tüm dünya insanlarına seslendiler.

“DOĞAYI KORU!”

“Doğayı koru!” diye haykıranlar, Dünya haritasını açıp Türkiye’yi bulsunlar. Türkiye’nin bir kenti olan Manisa’ya şöyle bir parmak bassınlar. 50-60 yıl önceki Manisa’nın nasıl bir yer olduğunu düşlesinler. O zamanlar burada yaşayan bir çıplak adam vardı. Bu adam kimdi? Ne yapmıştı? Ne mi yapmıştı?

Bu çıplak adam, 1923’te geldiği Manisa’nın enkaz kaldırılmasında bulunmuş, daha sonra Manisa ‘nın yeşillenmesi için ağaç dikmeye başlamıştır. Dünya’da belki ilk kez çevre hareketini o başlatmıştır.

Tarzan, kuru dalları ektikçe, elinde sihir varmış gibi dallar yeşerip fidan olmaya başlamış. Fidanlar ağaç olurken O, yeşil Manisa’ nın sembolü olmuştur. Tarzan yaşamında ağaç sevgisiyle bütünleşmiştir. Bir gün insanların doğa katliamına karşı kayıtsız kalamayacağını O yıllar önce haykırmıştır.

Yeşil derken yüreği titreten, ağaç sevgisi derken bilinci bileyen Tarzan, yeşilin atasıdır. Tarzan bir yaratıcıdır. Eşsiz özverisi ile doğa ile içiçe yaşamanın güzelliğini insanlara öğretmiştir. O yaprağın yeşilinde mutluluğu bulmuştur. Tarzan eşsiz bir sanatçıydı. Manisa’da yeşilin tonunu kanıyla, canıyla yarattı. Ağaçları orman olurken, Tarzan kitaplaştı.

O’nun her söylediği sözde ders vardır. Sevdiğim maralım derken bakışlarında acı, umut, özlem… vardır.

Çocukluğum, gençliğim at üzerinde geçti derken, duruşunda yiğitlik vardır. Yiğidi anlatmak kolay mı? Yiğit bir de Tarzan’sa, Tarzan’ı anlatmak biter mi? Sen diyesin Kerkük’te doğdu. Ben diyeyim Bağdat’ta. Nerede doğduğu çok mu önemli? Önemli olan çevreci olması, yeşile tutkun olması. Tarzan güzel yapıtlar bırakarak ebedileşti. Aşık Veysel’in dediği gibi: “Yalnız ölüm bir son değil. İnsan geride bıraktığı eserleriyle yaşıyor. Benim kanaatim böyle. İnsanı yaşatacak olan eserleridir…”

İleride Tarzan sadece Manisa’ da değil, Türkiye’de ve dünya’da anılacaktır. Her ağaç diken insan birer Tarzan olacaktır. Bu kitapta Tarzan’ın yaşamını, kendisi ile yapılan söyleşileri, O’nun ağaçlarıyla ilgili anılarını okuyacaksınız. Anıları okurken, onunla beraber ağaç dikmek için, toprağın derinliklerine ineceksiniz.

İnanıyorum ki Tarzan’ın dostları… Manisa’nın her ağacında, her çiçeğinde, şakıyan her seste ve düşüncede Tarzan’ı duyuyor. O’nu saygıyla anıyoruz.

Bedriye Aksakal - 1993  (Yeşilin atası Manisa Tarzanı)