Neden Turgut Bey değil de, Şeyh Turud

Neden Turgut Bey değil de Şeyh Turud?

Yöremize yerleşen ve adını veren ilk Türk aşiretinin kimliği konusundaki tüm yanılgıların başlangıç noktası, günümüzde kullanılış şekliyle "Turgutlu" adından yola çıkılarak bir araştırma yapılmasına dayanıyor. Çünkü genelde Anadolu'nun Türkleşmesi sürecinde hemen her yerleşim yeri, bir Oğuz geleneğine göre bu bölgeye yerleşen Oğuz boyunun, aile veya oymak ile aşiretin başında bulunan kişinin adıyla adlandırılır.

Tüm bunlar gösteriyor ki, Turgutlu adının verilmesine ilişkin, genellikle Anadolu’ya yerleşen Türkmen (yörük) gurupların adlarının izlenmesi ya da bu adlara göre bir yerleşim yapıldığı şeklinde bir “mantık yürütme” söz konusu olmuş. Yöremize ilk yerleşen ve adını veren aşiretin kimliğini vurgulamak için de "Turgutlu" adı bir kılavuz alınmış. İşte bu da araştırmacıların yanılgı içine düşmelerine neden olan bir ayrıntı. Oysa tüm tarihi kayıtlarda yöremiz "Turgutlu" olarak değil, "Turudlu" olarak geçmektedir. 

Burada anlaşilması gereken ise; iki ayrıntı üzerinde yoğunlaşiyor: 
1- Yöremize gelen ve ilçemizin kurucusu olan aşiretin kimliği.

2- Yöremize geliş şekilleri ve yerleşimlerinin taşıdığı anlam.

Neden "Turgut" değil de "Turud"?

İlk olarak “aşiretin kimliği” konusunu bir kez daha vurgulamak gerekirse, bu konudaki, ilçenin kurucusu olan aşiretin “kimliği” ile ilgili kavram karmaşası ise çok ilginç bir ayrıntıya dayanıyor... 

Şeyh, derviş, imam ve ögretmen gibi sıfatlara ulaşmış bir kişilik ve karakter olan, aynı zamanda Batılı ve Osmanlı tarihçilerinin yazılarına göre Şeyh Edebali'nin dostu ve müridi de olan Şeyh Tur’ud’un, tarihte Turgutoğulları veya Turgutlu Türkmenleri diye anılan aşiretin başinda bulunan Turgut Bey ile aynı kişi olduğunu kim söyleyebilir?

Görüldüğü gibi, yöremize gelen ve Sultan 2. Murat tarafından yerleştirilen aşiret, örneklerini gösterdiğimiz gibi, tarihte Turgutoğulları aşireti, Turgutoğulları veya Turgutlu Türkmenleri diye anılan, başinda Turgut Bey’in bulunduğu aşiret değil, Osman Bey’in Mal Hatun‘la nikahını kıyan derviş olan Şeyh Turud'un aşiretinden kalan kuşaklardır. Bu iki aşiret hem birbirinden farklı aşiretlerdir, hem de Osmanlılarla olan ilişkileri farklı niteliktedir ve  tarihsel süreç içinde de birbirinden farklı bir tutum izlemişlerdir.

Turgutoğulları aşireti; Karamanoğulları ile ittifak, Osmanlılar ile ise çatisma içindedir. Şeyh Tur’ud’un başinda bulunduğu aşiret ise, Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Osman Bey’in Mal Hatun‘la yapmış olduğu nikah olayından itibaren Osmanlılarla kalıcı bir dostluk içindedir. Ve bu dostluk da “baki”dir. Bunu bir kez daha anımsamak için, Nesrî'nin yazdıklarına bir kez daha yer verelim. 

Osmanlı tarihçilerinden Nesrî, Osman Bey’in rüyasını Şeyh Edebâlî'nin yorumladığı sırada, yakın dostu ve müridi Derviş Turud'un da orada bulunduğunu şöyle anlatır: 
"Osman Gazi'nin düsünü yordugu sırada, Şeyh'in Turud adli bir müridi de orada bulunuyordu. "Ya Osman, sana padişahlik verildi, şükrâne olarak bize ne verirsin?"dedi.
Osman: "Sana bir şehir vereyim" dedi.
Derviş: "Şu köyceğize de raziyim, bana bir nâme ver" dedi.
Osman: "Ben yazi yazmasini bilmem. Bir su kabı ile bir kılıcım var. Onları nişan olsun diye sana vereyim. Benim evladım onları senin elinde görüp ibka etsinler" dedi.
O su kabı ile kılıç onların elinde kaldı. Şimdi dahi padişah olanlar, onu görüp ziyaret ederler, o dervişin (Turud) evladina nimetler (verirler) ve ihsanlar ederler.
Bu menakib, Edabali oğlu Mehmed Paşa'dan nakledildi."

Alphonse de Lamartine'in eserinde Fransızca bir telaffuzla “Tourout” denilen, Şeyh Edebali’nin arkadaşı Şeyh Tur’ud da, Oğuz Türklerinden bir Türkmen (yörük) aşiretinin başindadır.  İsimler konusunda dikkat çeken bir ayrıntı oldukça önemlidir. Çünkü, yöremize gelen ve adını veren aşiretin başındaki kişi tarih boyunca Osmanlılarla kanlı-bıçaklı olan Turgutoğullarının başındaki kişi olan "Turgut Bey" değil, Şeyh Edebali'nin arkadaşı ve Osman Bey'in nikahını kıyan "Şeyh Turud"tur.

Buradan çıkan sonuç; yöremize yerleşen ve kentimizin adını taşıdığı Türk aşiretinin kimliğinin ne olduğu, yöremize neden ve nasıl gelmiş olduğudur. 

 Sonraki sayfa: Osman Bey'in vaadi nasıl bir anlam taşıyor?


Yorumlar - Yorum Yaz