| "Medine" Arapça'da "kent" demektir. Türkçesi "uygarlık" anlamına gelen Arapçadaki medeniyet sözcüğü de buradan geliyor. İnsanoğlunun yeryüzündeki uygarlık süreci “kentleşme” ile birlikte başlıyor. Ancak “kentleşme”yi yalnızca yerleşik hayata geçiş anlamında kullanıyorum, bugünkü anlamda bir “uygarlaşma” anlamında değil. Nedeni ise; “uygarlık” kavramının daha geniş bir anlamı kapsaması, daha derin bir anlayışı içermesi. Bugünkü anlamda “uygar insan” tanımı yaparken, nasıl bu tanımı hak edecek bazı temel kriterler ve değer yargıları ile ölçüm yapılıyorsa, toplum ve toplulukları da uygarlık düzeyleri ile aynı şekilde ölçüp elekten geçirebilmek gerekli. Bu da Mehmet Akif'in "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" sözüne bir çağrışım olabilir. | |
| Uygar bir toplum veya halktan söz edebilmek için, onların kültürlerini, yaşayışlarını, çağı geliştirme veya yaşanılan çağa uygun olabilecek düzeyde yaptığı atılımları, barışçıl olup olmadıkları, insanı nasıl ele alıp değerlendirdikleri ve felsefelerinin iyi irdelenmesi gerek. Yerleşik hayata geçiş ve kentleşmenin başlamasıyla hemen ve birdenbire uygar olunamıyor. Çünkü insanoğlu tarih boyunca, kendi neslinin varlığından itibaren hep daha uygar olabilmek, uygarlıklarını geliştirebilme, çaği değiştirebilme davranışı içinde. Bu davranış kimi zaman barışçı, kimi zaman da barışçı olmayan yollar izlemiş. Savaş, bu nedenle ilk çağlardan beri insanoğlu ile birlikte anılan bir gerçeklik olmuş! Devam et | |